Reşit olmayanla cinsel ilişki

Reşit olmayanla cinsel ilişki  5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda kişilere karşı suçlar başlığı altında cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar kısmında düzenleme alanı bulmuştur.

TCK madde 104’e göre 15 yaşını bitirmiş olan çocukla rızasına istinaden cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun yaş sınırı 15 yaşın bitmesi ile başlar. Kanun yaş üst sınırı için 18 yaşını doldurmamış olan çocukları kasteder.

15 yaşın altındaki kişilerle rıza ile cinsel ilişkiye girmek reşit olmayanla cinsel ilişki suçu kapsamında değerlendirilmez.

devamını oku

Özel hayatın gizliliğinin ihlali

Günümüz dünyasında, teknoloji ve dijital iletişim araçlarının hızla gelişmesi, bireylerin özel hayatlarını daha önce hiç olmadığı kadar açık hale getirmiştir. Bu durum, özel hayatın gizliliğinin korunmasını büyük bir tehdit altına sokmaktadır. Türkiye’de özel hayatın gizliliği, Anayasada güvence altına alınmış bir hak olup, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu’nda da suç olarak düzenlenmiştir. Özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, bireylerin temel haklarından birini ihlal etmek anlamına gelir ve bu suçun ciddi hukuki sonuçları bulunmaktadır.

Özel Hayatın Gizliliği Nedir?

Özel hayatın gizliliği, bireylerin kişisel yaşamlarının dış müdahalelerden korunmasını ifade eder. Anayasamızda ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan bu hak, kişilerin kişisel verilerinin korunmasını, mahremiyetin ihlal edilmemesini ve özel alanlarının dışarıdan gözlemlenmemesini kapsar. Özel hayat, kişilerin aile yaşamı, cinsel yaşamı, konutları, iletişimleri ve diğer özel bilgilerini içerir. Bu, sadece devletin değil, aynı zamanda diğer bireylerin de müdahale etmemesi gereken bir alandır.

devamını oku

Basit yaralama suçu nedir?

Basit yaralama, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi uyarınca, bir kişinin vücut dokunulmazlığının ihlali sonucu meydana gelen, basit ve daha az ciddi şekildeki yaralanmalardır. Bu suç, kasten işlenmiş ve ciddi sonuçlar doğurmayan yaralama eylemlerini kapsar. Basit yaralamada, yaralanmanın vücutta kalıcı bir iz bırakma, hayati tehlike oluşturma veya ciddi bir sağlık sorunu yaratma gibi ağır sonuçlar ortaya çıkmaz.

Yaralama suçunun “basit” olarak nitelendirilebilmesi için, eylemin şiddetinin düşük olması ve mağdurun sağlığına veya yaşamına ciddi bir tehdit oluşturmaması gerekmektedir.

Basit Yaralama ile Nitelikli Yaralama Arasındaki Fark

Türk Ceza Kanunu’nda basit yaralama ve nitelikli yaralama (ağır yaralama) olarak iki temel tür bulunmaktadır. Aralarındaki fark, yaralamanın şiddeti, mağdurun durumuna etkisi ve eylemin doğurduğu sonuçlarla ilgilidir.

  • Basit Yaralama: Suçun, hafif şekilde işlenmiş olması ve mağdurda kalıcı bir iz bırakmaması, hayati tehlike oluşturmaması gerekmektedir. Örneğin, küçük bir tokat atma veya hafif bir darbe ile yapılan yaralama basit yaralama olarak değerlendirilebilir.
  • Nitelikli Yaralama (Ağır Yaralama): Eylemin şiddetinin yüksek, mağdurun sağlığını tehdit eder şekilde olması durumunda nitelikli yaralama söz konusu olur. Bu tür yaralama, ağır bedensel zararlara, hayati tehlikeye veya kalıcı izlere yol açabilir.
devamını oku

Dolandırıcılık suçunun tanımı

Dolandırıcılık, Türk Ceza Kanunu’nda, TCK 157. Maddesi ile düzenlenmiştir. Bu maddeye göre dolandırıcılık, başkalarını kandırarak onların malvarlıklarını hileli yollarla elde etme suçudur. Dolandırıcılık suçu, hem bireysel hem de toplumsal anlamda ciddi zararlara yol açabilen bir suçtur. TCK’ya göre, dolandırıcılık, mağdurun aldatılması yoluyla gerçekleşir. Hile, mağdurun doğru bilgiye sahip olamaması için kullanılan her türlü yanıltıcı davranış veya ifade olabilir.

Dolandırıcılığın Kapsadığı Faaliyetler

Dolandırıcılık suçunun işlenmesinde kullanılan bazı yöntemler şunlardır:

  • Yanıltıcı beyanlarda bulunmak: Örneğin, bir kişinin değerli bir mal veya hizmet sattığını iddia ederek, gerçekte olmayan bir şeyi satmaya çalışmak.
  • Sahte belgeler kullanmak: Örneğin, sahte çek, senet veya belgelerle para almak.
  • İkna yolu ile yanıltmak: Mağdurun güvendiği bir kişiyi veya kuruluşu aldatmak.
  • Telefonda veya internet üzerinden yapılan dolandırıcılık: Bu tür dolandırıcılıklar, “phishing” (kimlik avı) gibi yöntemlerle insanların kişisel verilerine ulaşmak ve dolayısıyla maddi kazanç sağlamak amacıyla yapılır.
devamını oku

Bayilik Sözleşmesinde Süre Sınırlamaları

Franchise sözleşmeleri, kanunlar nezdinde sözleşmelerdir, yani sözleşme yapımının temel kurallarına uymak zorundadırlar. Böyle bir kural, bir sözleşmenin belirli bir zaman çerçevesine sahip olması gerektiğidir. Bir süre sınırının dahil edilmemesi, imza sahipleri arasında kafa karışıklığına yol açabilir ve potansiyel olarak bir mahkemenin sözleşmeyi geçersiz kılmasına izin verebilir.

Sözleşmenin uzunluğunun ana hatlarıyla belirtilmesine ek olarak, zaman çerçevesi, franchise verene franchise sözleşmesinin sona ermesinden sonra faaliyetlerine devam etmesi durumunda bir çare sunmalıdır. Bir Franchise verenin avukatı, süre sınırlamaları ve franchise sözleşmelerinin yenilenmesi hakkında ek bilgi sağlayabilir.

devamını oku

SES KAYDI ALMANIN YASAL BOYUTU

Ses kaydının hukuki açıdan suç olup olmadığı, kaydın nasıl alındığına ve hangi şartlar altında gerçekleştirildiğine bağlı olarak değişir. Türkiye’de ses kaydı almak, kişilerin özel hayatlarının gizliliğini ihlal etmeyen, belirli şartlar altında yasal olabilir. Ancak bazı durumlarda, kişilerin izni olmadan ses kaydı almak, gizliliği ihlal etmek anlamına gelebilir ve hukuki sorumluluk doğurabilir.

Karşılıklı Onaylı Ses Kaydı

Eğer ses kaydını karşılıklı bir konuşma sırasında alıyorsanız ve her iki taraf da kaydın yapıldığını biliyor ve kabul ediyorsa, bu durumda yasal bir problem çıkmaz. Örneğin, iş görüşmesi yaparken ya da bir arkadaşınızla konuşurken karşılıklı olarak ses kaydının alınması, herhangi bir yasayı ihlal etmez. Türkiye’deki kanunlara göre, bir kişi kendi sesini kaydedebilir, ancak başkasının sesini kaydederken o kişinin de iznini almak gerekebilir.

devamını oku

YASA DIŞI BAHİS SUÇU VE TÜRK HUKUKUNDAKİ YERİ

Yasa dışı bahis, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve diğer yasal düzenlemelere aykırı olarak yapılan bahis faaliyetleridir. Türkiye’de bahisler, yalnızca Spor Toto Teşkilatı tarafından düzenlenen veya devletin denetimindeki lisanslı kuruluşlar aracılığıyla yapılabilir. Ancak, hızla gelişen internet teknolojileriyle birlikte, yasadışı bahis siteleri Türkiye’deki bireyleri hedef alarak büyük bir pazar oluşturmaktadır. Bu tür bahisler, bireylerin maddi kayıplara uğramasına, aile içi sorunlara, sosyal bozulmalara ve hatta organize suçlara yol açabilmektedir.

Bu makalede, yasa dışı bahis suçunun Türk hukukundaki yeri, cezai sorumlulukları ve toplumsal etkileri ele alınacak, ayrıca bu suçla mücadele için mevcut hukuki çerçeve değerlendirilecektir.

Türk Hukukunda Yasa Dışı Bahis Suçu

  1. Yasal Çerçeve:

Türkiye’de bahis ve şans oyunları, 7258 sayılı Bahis ve Şans Oyunları Düzenleme ve Denetleme Kanunu ve 4210 sayılı Spor Müsabakalarına Dayalı Bahisler Hakkında Kanun gibi yasal düzenlemelerle denetlenmektedir. Bu düzenlemeler, bahislerin yalnızca devletin kontrolü altında ve belirli lisanslara sahip kuruluşlar aracılığıyla yapılabileceğini belirtmektedir. Yasa dışı bahis, yasal olarak belirlenmiş kurallar çerçevesinde faaliyet göstermeyen, genellikle yurtdışında faaliyet gösteren bahis siteleri aracılığıyla gerçekleştirilen bahis faaliyetleridir.

devamını oku

GERİYE DÖNÜK MİRAS HAKKI

Geriye Dönük Miras Hakkı Nedir?

Geriye dönük miras hakkı, genellikle bir kişinin daha önceki dönemde gerçekleştirdiği işlemler sonucunda, ölümünden sonra mirasçılarına bırakılan malvarlığının bir kısmının, belirli koşullar altında geri alınması veya yeniden paylaştırılması anlamına gelir. Bu kavram, çoğu zaman mal paylaşımı anlaşmazlıkları, mirasçılar arasındaki hak ihlalleri veya belirli şartların yerine getirilmediği durumlarda gündeme gelir.

Türk Medeni Kanunu’nda mirasçılar arasındaki hak paylaşımı, miras bırakan kişinin iradesine ve kanuni düzenlemelere dayanır. Ancak geriye dönük miras hakkı, her zaman belirli yasal çerçevelere, zaman sınırlamalarına ve özel şartlara bağlıdır. Yani, bir kişi ölümünden önceki yıllarda, mirasçılarıyla veya başkalarıyla yaptığı anlaşmalar, mirasın nasıl paylaşılacağı konusunda etkili olabilir.

Türk Hukukunda Geriye Dönük Miras Hakkı

Türk Medeni Kanunu’na göre, mirasçıların belirlenmesinde ve mirasın paylaşılmasında, önceden yapılan tasarruflar ve bağışlar önemli bir rol oynar. Ancak, mirasçıların hakları, miras bırakanın ölümünden sonra doğar ve miras paylaşımı sırasında, geriye dönük bir miras hakkı ancak özel koşullar altında devreye girebilir.

devamını oku

TENKİS DAVASI

Tenkis Davası Nedir?

Tenkis davası, mirasçıların yasal haklarının ihlal edilmemesi amacıyla açılabilen bir davadır. Türk Medeni Kanunu’na göre, bir kişi vefat ettiğinde geride bıraktığı mal varlığını dilediği gibi dağıtabilir, ancak bunun belirli sınırları vardır. Mirasçıların, miras bırakan kişi tarafından yapılan vasiyetnamede, mal paylaşımında ya da bağışlamalarda ihlal edilen haklarını korumak amacıyla başvurdukları hukuki yoldur.

Tenkis davası, esasen mirasçıların kanuni paylarını korumak için açılır. Kanuni pay, mirasçıların kanunen hak sahibi oldukları mal miktarını ifade eder. Eğer bir kişi, mirasçılarına gereken paydan daha azını bırakmışsa veya miras payını azaltmışsa, mirasçılar tenkis davası açarak bu durumu düzeltmeyi talep edebilirler.

Tenkis Davası Nasıl Açılır?

Tenkis davası, genellikle önceki bağışlar veya vasiyetnameler ile ilgili olarak açılır. Miras bırakan kişi, hayattayken yaptığı bağışlar ile ya da vasiyetnamesinde belirlediği paylaşım ile, yasal mirasçılarının haklarını ihlal etmişse, bu durumda mirasçılar tenkis davası açabilirler.

Bu dava, mirasçının yasal payını ihlal eden her türlü bağış veya vasiyetname hakkında açılabilir. Örneğin, bir kişi tüm mal varlığını yalnızca bir çocuğuna bırakmışsa ve diğer çocukları bu miras payından mahrum kalmışsa, diğer çocuklar tenkis davası açarak kendi yasal paylarını talep edebilirler.

Tenkis davası, özellikle miras bırakan kişinin yaptığı bağışlar veya verasetle ilgili düzenlemeler neticesinde mirasçıların hakkını ihlal ettiği durumlarda gündeme gelir. Mirasçılar, bu durumda kanuni paylarını almak için tenkis davası açabilirler.

devamını oku

İLAMSIZ İCRA TAKİBİ NASIL BAŞLATILIR?

İlamsız İcra Takibi Nedir?

İlamsız icra takibi, borçluya ait alacağın, herhangi bir mahkeme kararı (ilam) olmadan, alacaklı tarafından doğrudan icra dairesine başvurularak başlatılmasıdır. Bu tür takip, alacaklı tarafından düzenlenen ve borcun varlığını ispatlayan bir belgeye dayanır. Örneğin, bir ödeme taahhüdü, senet, fatura veya borçlu ile yapılan yazılı bir sözleşme, ilamsız icra takibi için yeterli olabilir.

İlamsız icra takibi, alacaklının, borçluya ödeme yapması için bir süre tanıdıktan sonra, borçlu ödeme yapmazsa icra dairesi tarafından haciz işlemlerine başlanmasını sağlar.

devamını oku
document.addEventListener('DOMContentLoaded', function() { var popups = document.querySelectorAll('[id^="popup"], .popup-class'); // Pop-up'ları seçmek için ID veya sınıf adını burada belirtin popups.forEach(function(popup) { popup.style.display = 'none'; }); });